CHP Lideri Özgür Özel: “Bize Bayram Gelmedi; Allah Hiçbir Aileye, Partiye, Yapıya Bizim Yaşadığımızı Yaşatmasın”

04.06.2025

“YAŞANANLAR YASSIADA’DA YAŞANANLARDAN FARKLI DEĞİL, BİR UTANÇ FİLMİ ÇEKİLMİŞTİR”

“İKİ MİLYON PARTİLİ, MEMLEKETİN YÜZDE 70’İ YANIMDA, AKŞAM GÖRÜN GAZİOSMANPAŞA NASIL YANIMDA”

“ÜÇ-DÖRT GÜN SONRA GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ’NE ÇÖKMEYE KALKACAKLAR”

“KARŞIMIZDAKİ KÖTÜ AKIL EŞE, ANA-BABAYA ZULMEDİYOR, YAPTIKLARININ HESABINI VERECEKLER”

“AKP’LİLERE ANLATINCA ‘A BU KADARINI BİLMİYORDUK’ DİYORLAR”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi’nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. Cezaevi çıkışında açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Değerli arkadaşlar bugün Silivri Cezaevi’nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’yla, belediye başkanı arkadaşlarımızla, Parti Meclisi Üyemiz Baki Aydöner’le, önceki dönem Genel Başkan Yardımcımız Aykut Erdoğdu’yla, çok sayıda arkadaşımızla ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdik. Öncelikle tabii Silivri Cezaevi’nde olması büyük bir üzüntü ancak İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bugün yaş günü. Yaş gününü kutladık. Şimdiden bayramlaştık hepsiyle birlikte” dedi. Özel, şunları söyledi:


“FETÖ’CÜLER BU KADARINI YAPMADILAR”

“Tabii hepimiz bir süredir yaşanan, dalga dalga gelen bu adaletsizliğe, dalga dalga yapılan bu haksızlıklara isyan ediyoruz, itiraz ediyoruz. Hangi birini dile getirelim, hangi bir hukuksuzluğu dile getirelim? Ama bıkmadan ve usanmadan, meydan meydan dolaşarak ve her mecrayı, her kürsüyü ve her imkânı kullanarak bu yapılan belki Cumhuriyet tarihinin sayılı hukuksuzlukları, haksızlıklarını ve ele geçirilmiş kamu gücünün nasıl siyasi rakipleri yıldırmak için kullanıldığının en berbat örneklerini anlatmaya ve bu konuyu vatandaşlarımızın vicdanlarına emanet etmeye devam edeceğiz. Öncelikle dün akşam saatlerinde Silivri Cezaevi’nden 12 arkadaşımız kimi Bolu’ya, kimi İzmir’e, kimi Kocaeli’ne, kimi Edirne’ye, Tekirdağ’a derken altı farklı şehre yollandılar. Örneğin Beylikdüzü’nün Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık buradan alındı ve İzmir’e yollandı. Ailesi, eşi, evlatları, aile büyükleri 20 dakika mesafedeyken, şimdi altı saat mesafedeler. Nasıl olacak bu aile görüşleri? Şimdi Mehmet Murat Çalık sadece bir örnek. Bugüne kadar 20’den fazla, 30’a yakın arkadaşımız kimi Bandırma’da, kimi Eskişehir’de, ailelerine mümkün olan en uzak yerlere yollanıyor. FETÖ’cüler ne zulümler yaptı burada, bu kadarını yapmadılar, buna tenezzül etmediler. Mehmet Murat Çalık’ın evladından, eşinden, anasından ne istiyorsun? Mehmet Murat Çalık koyarsın arabaya, Erzurum’a da götürsen yolda çile çeker, vardığı yerde o da hücre, bu da hücre. Ama nasıl gidecek annesi, nasıl gidecek evladı? Ailelere acı çektirip, kişilere psikolojik baskı yapıp, onları yıldırmaya ve onları herhangi birisi için söylüyorum; ‘Efendim acaba bir başkasına attıracağımız iftiraya alet olur mu?’ Bir kere Cumhuriyet Halk Partililer, Cumhuriyet Halk Partisi ahlakı ne iftirayı, ne arkadaşına iftira atmayı, mümkün değil böyle şeyleri mümkün, olanaklı kılmaz. Ama bizi tanımayan karşımızdaki kötü akıl çocuğa, eşe, anne ve babaya zulmediyor. Gerçekten bugünden ileriye doğru ‘Kin biriktirmeyelim. Öfke biriktirmeyelim. Nefret biriktirmeyelim’ diyoruz. Ama bunu mümkün kılmayacak kötülerle karşı karşıyayız. Tek taahhüdümüz bizden sonra kimsenin eşi, dostu, arkadaşı, ailesi, anası ve babası bizim siyasi rakibimiz diye zulüm görmeyecek. Bunu taahhüt ederiz. Ama bu zulmedenlere, bu kararları alanlara, bu kararları onlara aldıran kötü akla, uygulayanlara, yapanlara, onlara hiçbir şeyin garantisini vermiyorum, hiçbir şeyin. Sadece adil yargılanma garantisi veriyorum. Bu kadar kötülüğün yanlarına kalacağını düşünmemelerini tavsiye ediyorum. Bu kadar kötülük eninde sonunda çıkacak. ‘Efendim Özgür Özel tehdit mi ediyor?’ Yok tehdit etmiyorum. Ne hissettiğimi anlatıyorum. Ne hissettiklerimi bilsinler. Bir gün bu hissin aynısını hissedecekleri günleri yaşayacaklarını bilsinler. Ölümden başka hiçbir şey bu yaptıklarının yanlarına kalmaması için enerjimi, inancımı asla ve asla eksiltemez. Bunu bilin, bunu bilsinler. Çocukla ve eşle uğraşmanın, anayla uğraşmanın ne demek olduğunu onlara göstereceğim. Ama eşlerine, çocuklarına, ailelerine ilişmeden. Bu yaptıklarının hesaplarını verecekler.”

“UTANARAK OKUDUM, UTANARAK DİNLEDİM”

“Ayrıca bir siyasi kapkaç, yerel seçim kapkaçı… Gaziosmanpaşa’ya biz de aday çıkardı, Tayyip Bey de aday çıkardı. Gaziosmanpaşa’da o kadar iyi bir adayımız vardı ki neredeyse iki oyun birini aldı, biz seçildik. Gaziosmanpaşa’yı kazanamayanlar İstanbul'da bir tek Gaziosmanpaşa’da belediye çoğunluğumuz yok. Bu eksiklik değil arkadaşlar. Şöyle görün: Adayın ne kadar etkili olduğunu görmek, adayın Gaziosmanpaşa’dan nasıl bir destek aldığını görmek açısından önemli. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımızı tutuklayıp yerine belediye meclisinden AK Partili birini getirmeye çalışıyorlar. Bütün hesap bu. Ama o kadar ucuz bir işe giriştiler ki akıl almaz. Belediye başkanımızın suçlandığı konu; 1 Nisan günü onlar itiraz edip biz oyları sayarken, 31 Mart’ta seçimi kaybeden AK Partili belediye başkanının belediye meclisine sevk ettiği ve belediye meclisinden oy birliği ile geçmiş bir iş. AK Partililerin de oy verdiği, MHP’lilerin de oy verdiği, CHP’lilerin de oy verdiği bir iş. Bu konuda bütün müdürlüklerden görüş sorulmuş. Belediyenin menfaati olduğuna ilişkin görüşler gelmiş. O olmuş, bu olmuş. Efendim diyor ki, ‘O iftira attırdıkları Aziz İhsan Aktaş, bu iş olsun diye ben şu kişi aracılığıyla belediye başkanına rüşvet verdim, diyor. Rüşvetin görüntüsü yok. Verilmesi yok. Osu yok, busu yok. Yeri yok. Karar alındıktan yedi ay sonra vermiş. ‘İş bitmiş, yedi ay sonra vermiş’ diyor. Nasıl yapmış biliyor musunuz? Utanarak okudum, utanarak dinledim. Şimdi suçüstü oldular, bunu hem itiraz dilekçemizde, hem bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya anlatacağız. Savcı Aziz İhsan Aktaş’ın önüne Aziz İhsan Aktaş’ın söylediği kişi; yani ortağının şirket müdürüyle, aynı ilçedeler ya Gaziosmanpaşa’da, belediye başkanımızın HTS kayıt çakışmalarını seriyor. Üç tarih var. HTS kaydına göre baz istasyonu ile bir kilometre o yana, bir kilometre bu yana birlikte olanlar ‘Aynı bazı verdi, yan yana olabilir. Bin metrekarelik daireler içinde olabilirler’ deniyor. Fosforlamışlar: Bu kişiyle iki kere görüştüler. Bir araya geldiler. ‘Ben bunlara rüşvet verdim’ diyor.”

“PARTİME SALDIRI DEVAM EDİYOR”

“O tarihte belediye başkanımız, sosyal medyasından ve binlerce şahitle birisinde kapalı pazar yeri açtığını, o bazın olduğu yerden; bir tanesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde o bazın olduğu yerde yan yana iki okulu ziyaret ettiğini; yine o bazın olduğu gün bir başka yerde bir üçlü açılış yaptığını ispatlıyor şu anda. Bana ispatladı. Sosyal medyasında var. Yanındaki kameramanının kayıtlarıyla, mayıtlarıyla siyasi faaliyet. Aynı baz istasyonu Aziz ihsan Aktaş’ın ortağına 1 kilometre, 700 metre mesafede. Adam benzinlikte, bizimki okul açıyor. Adam benzinlikte, bizimki pazaryeri açıyor, Öğretmenler Günü kutluyor. Gün gün, saat saat belli. Tabii bunu böyle ispatlayabileceğimizi düşünmeyip, bazını vermişler eline, ‘İftira için şu üç tarih’ yapıyor. İddia şu: Olay olduktan yedi ay sonra rüşvet veriliyor. Kendi adamının Kapalı Çarşı’dan baz verdiğinde güya ‘Kapalı Çarşı’dan parayı çekti’ diyor. Onu da ‘Dört gün sonra verdi’ diyor, ‘Dört gün de parayı tuttu’ diyor. ‘Gitti’ dediği kişi ifadesinde, ‘Ben bu kişiye ne para verdim, ne bir araya geldim’ diyor. İş adamlarıyla birlikte bir kere hayırlısı olsun ziyaretine gitmişler belediyeden. Baz çakışmasında o da yok. Bu sefer de bazı başka bir yerden çekmiş onun. Bu yöntemle Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne çökecekler üç gün, dört gün sonra. Üç, dört gün sonra Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne gidip ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ndeki bazla bunun bazı tuttuğu’ yalanıyla… Ki tutturamamışlar, dakika dakika ispat ediyor canlı yayınından sosyal medyasından. İtiraz kabul olur inşallah. AK Parti Gaziosmanpaşa’ya çökmeye kalkacak, onu bütün toplumun vicdanına havale edeceğiz anlatacağız böyle. Partime saldırı devam ediyor. Çünkü ilk kez bir aktif Parti Meclisi Üyesi tutuklanmıştır. İlk kez geçmiş dönem Milletvekilimiz ve Genel Başkan Yardımcımız Aykut Erdoğdu tutuklanmıştır. Bir kanıt, bir somut kanıt olmadan, bir çok iftira ve hakaretle yeni bir dalga gerçekleştirdiler.”

“AHLAKSIZCA BİR OPERASYON YÜRÜTÜLDÜĞÜNE MUTABIKIZ”

“Biz bu vakitten sonra yani daha ne diyeyim. Mustafa Bey içeride. Ekrem Başkan’ın Koruma Müdürü, ‘Hayatında bir sefer gözyaşı döktüm’ diyor. ‘Ekrem Başkan ayrılırken, ailemi sana emanet ettim, dediğinde. Ailesini koruyan, yanında olan, işte konuttan taşınıldı, ev taşınılıyor, bu işleri yapan kişiyi alıp getirdiler buraya. Bir kez daha söyleyeceğim. O hani minnetlerini şundan sunuyor: Devletin televizyonu TRT‘den. Burada evet o kıymetli kardeşlerimizden yokmuş Allah’tan. Olanı göstereceğim bundan sonra, ‘Bu da yaptı’ diye. Stok video servis ediyorlar, kişi İstanbul’da gözaltına alınıyor. İkametlerini soruyorlar, diyor ki ‘Yayla evim var.’ Kendi söylüyor. Yayla evine jandarma, polis varıyor. Ki bu evde arama biterken. Yayla evinde diyorlar ki, ‘Bir kasa var’, açamamışlar. Kasayı almış, A101’den. Bu kadar bir kasa. Bir silah, iki kutu mermi zor sayıyor. Çocuklar silahla oynamasın diye. Bir dandik, küçük, ucuz bir kasa. Şifresini telefonda kendi söylüyor. Dört rakam bir de B’ye basarsan dıt diye açılıyormuş. Açılıyor, içinden iki kutu mermi çıkıyor. TRT ve yandaş kanallar ve merkez medyanın bazı kıymetli mensupları koca bir kasadan çıkan dolarları gösterip altına ‘Mustafa Akın’ın kasasına ulaşıldı.’ Kasadan sadece mermi çıkmış. Polisin imzası var altında. Gaziosmanpaşa’da aynı numarayı çektiler, belediyenin kasası. Bir önceki AK Partili belediye başkanı kasayı yerleştirmiş. Belediyeyi teslim aldığında belediyenin mührü içindeymiş, duruyor. Belediyenin durumu ile ilgili kendisine ilk gün yapılan sunum harddisk’te duruyor. Bu kayıttan alınmış. Ama ne diyor TRT? ‘Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin gizli kasasına erişildi.’ Dolarlar çıkıyor. Bıkmadan usanmadan bunu anlatacağız. Çünkü insanların haysiyetiyle oynuyorsunuz. Ben bilmesem bunların ne mal olduklarını, düşman bunun peşine. Türkiye de bilmez bunu böyle. Sonra adamın kardeşi inanır ya. O görüntüyü görünce kardeşi inanır. ‘Abimin kasasından dolarlar çıkmış’ diye. Ne bilecek o stok videoymuş. Sorduğunda da diyor ki, ‘Anlık görüntü olmadığından stok video kullandık.’ Bir tane boş kasanın videosunu kullanaydın madem kasa boş çıktı? Bu kadar ahlaksızca bir operasyon yürütüldüğüne göre herhalde şunda mutabıkız artık. Türk milleti, halk, yüzde 70 öyle düşünüyormuş. Herhalde burada da yüzde 70’ten fazlayızdır değil mi arkadaşlar? Dosyalar bomboş, iddialar bomboş. Aileye zulmederek, kişiye baskı yaparak, kadını çocuğuyla tehdit ederek. ‘Haydi at bir imza, git evladına. Dönme Silivri’ye’ sınavından geçen o dirayetli insanların karşısında saygıyla eğiliyorum. Adalet duyguları karşısında. Herkes bu sınavdan geçemez. Ama boş kasayı dolu gibi göstermek, aynı bazı; okulla benzin istasyonu bazını eşleştirip, ‘Benzin istasyonunda para verdi bu buna’ demek. Diyor ki, ‘Beni Taksim’de asın’ diyor Hakan, ‘Bir kuruş para aldıysak.’ ‘O kişiyle yüz yüze geldiysem, belediye geldikleri iş adamı olarak ziyaretleri hariç. Dışarıda bir kere yüz yüze geldiğim bir kamera kaydı?’ diyor. ‘Bu baz nerede çektiyse oranın kamera kaydı? Bir şahit?’ Böyle bir durumdayız arkadaşlar.”

“BİZİM BAYRAM GÖRECEK HALİMİZ YOK”

“Buradan biz hiçbir siyasi parti ile bir yanlışı düzeltelim. ‘Efendim AK Parti CHP ile bayramlaşmıyor, MHP ile bayramlaşma…’ Biz hiçbir siyasi parti ile bayramlaşmama kararımızı çok önceden bildirdiğimiz için, siyasi partilerin bayramlaşma listelerinde yokuz. Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar. Bayram gelmiyor bize. Benim burada 11 belediye başkanımı millet seçmiş, Tayyip Bey yenemedi diye üzerine akın akın akıncı yollamış. O da gelmiş hukuku ayaklar altına almış, bu kadar iftirayla, hakaretle bir sürü insana bir sürü yalancı tanıklıkla, gizli tanıklıkla bu işlere gelmiş. Ne bayramı yani? Ben bütün milletimizi Kurban Bayramı’nı kutluyorum, bize bayram gelmedi. Ben hiçbir aileye, hiçbir partiye, hiçbir yapıya böyle bayramın gelemediği bayramlar dilemiyorum. Hepsinin, bütün milletimizin bayramı kutlu olsun. Allah kimseye bizim yaşadığımızı yaşatmasın. Suçu olmadığı halde cezaevinde, iftiraya uğramış arkadaşlarını bırakıp da hiçbir Genel Başkanı böyle cezaevinden, hiçbir eşi cezaevinden, hiçbir evladı cezaevinden, masumları arkada bırakıp da ayrıldığı günleri kimseye yaşatmasın. Ama bize bunu yaşatanların eninde sonunda bunun hesabını yargıya verdikleri, bu dünyada ve öbür dünyada verdikleri… Bu kadar kul hakkı yemeye, imanı olan, itikadı olan herkese söylüyorum. Bu kadar kul hakkı yiyip de öbür dünyada bunun hesabını taşıyamazsınız. Bu çıkar. Bu, bu dünyada da çıkar. İnşallah evladınızdan, sevdiğinizden çıkmasın. Bu kadar kötülük, bizim inancımıza göre bir yerden çıkar. Ben Allah’tan dilemem, hatta Allah’tan dilerim ki evlatlarına dokunmasın bu yaptıkları kötülüklerin ucu. Çünkü ben evladına dokunanların içeride ne halde olduğunu ve o evlatların ne halde olduğunu görüyorum. Vera’dan da biliyorum, Tayfun’dan da biliyorum, içerideki herkesten, Pınar Hanım’dan da biliyorum. Bu ettikleriniz evlatlarınızdan çıkmasın diyorum. Normalde Anadolu’da var bu. Sevdiğinizden çıksın, torunundan çıksın diye. Çıkmasın diyorum. Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın diyorum. Ama bunu bize yaşatanlara da yanında kalmasın diyorum, bırakmayacağım diyorum. Böyle iki elimle iki yakalarından tutup da bunların hesabını sormazsam namerdim diyorum. Bu kadar.”

“ÖNEMLİ OLAN ANLAŞMANIN SAĞLANMIŞ OLMASIDIR”

Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, İzmir’de greve çıkan işçilerle belediye arasında sağlanan anlaşmaya ilişkin şöyle konuştu:

“Doğrusu oldu. Bu süreçte çok zorlu bir süreci hem DİSK ailesi hem CHP ailesi bütün zorluklara rağmen atlattılar. Bu süreçte kötü sözler duyduk, belediye başkanımıza karşı birtakım alaycı ifadeler, kötü ifadeler duyduk falan. Bizim taraftan kullanılan sözlerin incitmiş oldukları olabilir. Çok zorlu bir süreci hallettik. Arzu Başkan’ın yapıcı dili, sendikanın genel başkanının kullandığı yapıcı dil. Bizim arkadaşlarımızın gösterdikleri sabır, verdikleri emek çok kıymetli. Nerede bir eksik, nerede bir kusur varsa unuttuk gitti. Bizim kırdığımız, üzdüğümüz varsa veya herhangi bir emekçi kardeşimiz İzmir’de yaşananlar üzerinden üzüldüyse, kırıldıysa tümünü üstüme alıyorum. Haklarını helal etsinler. Bizden yana helal olsun. Önemli olan bir anlaşmanın sağlanmış olmasıdır. Emekçinin hakkını almış olmasıdır. Belediyenin kendi hakkını savunmuş olmasıdır. O da kamu kaynağını savunuyor. İzmirlilerin vergilerini savunuyor. Bütün haklılardan, bütün haksızlar adına ben özür dilerim. Mesele bizim için kapanmıştır. Ve buradan Türkiye’deki bütün işçilere sesleniyorum. En kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. Herkes sendikalı olsun, sendikal mücadele versin. Sendika ile çelişki olur, tartışma olur, kavga olur, eylem olur, boykot olur. En sonunda sulh olur. Sulh olunca kazanan emekçi olur. O yüzden sendikalaşmaya ve sendikal mücadeleye devam. Sonuna kadar arkalarındayız. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve sürece emek veren, katkı koyan, çok yorulan bütün arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.”

“BİZE GÖZDAĞI VERMEK İÇİN YAPIYORLAR”

Genel Başkan Özel, belediye başkanlarının nakledilme görüntüleri ile Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın sağlık durumuna ilişkin sorulara şu yanıtı verdi:

“Murat Çalık’ın sağlık durumunda sıkıntı var. Murat Çalık’ın böylesine nakledilmesi doğru değil. Ailesinden uzak tutulması doğru değil. Bu yapılan biraz önce de söylediğim gibi tam bir zulüm. Dün yaşananlar Yassıada mahkemelerinde, Yassıada’da yaşananlardan farklı değildir. Bir utanç filmi çekilmiştir. Filmin senaristi, yazanı, çizeni, hepsi ‘Benim ben’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ona yaranmak için yapıyorlar. Onun rakiplerini yıldırmak için yapıyorlar. Bize gözdağı vermek için yapıyorlar. O görüntüden ben Adalet Bakanı, Allah kabul etsin hac farizasını yerine getiriyormuş. Arasa ‘Üzgünüm’ dese, ‘Tövbe ettim’ dese bir kıymeti yok. Yapan belli, yaptıran belli. Ben Adalet Bakanı’nın bu kadar basitleşmeyeceğini bilirim. Beni İçişleri Bakanı arasa, özür dilese, ne kıymeti var. Dilemesi gereken dilemiyorsa, utanması gereken utanmıyorsa… Ben kimin yaptırdığını, kimin yaptığını biliyorum. Ben bu meselenin kim yüzünden yapıldığını, yaptırıldığını biliyorum. Bugün dünya kadar geçmiş AK Partili bakan, milletvekili, siyasetçi bu durumu eleştiriyorsa, aslında eleştirdikleri 23-25 yıl önce Erdemliler Hareketi diye yola çıkıp da buralara savrulan, bugünkü partinin yöneticileri ve başındakidir yani. O yüzden zulm ile abat olunmaz. Bu yaptıkları çok üzüyor beni. Çok ağrıma gidiyor. Kendime yapılmış gibi hissediyorum. O görüntülerin yaşanmasından büyük utanç duyuyorum. Ama sonuçta yapan utanmıyorsa, biz ne yapalım? Millet verecek cezasını. Millet verecek bunun eninde sonunda cezasını yani. (Murat Çalık’ın) Sağlık durumunun iyi olmadığını, nakle elverişli olmadığını biliyorum. Nakle elverişlidir diye bir rapor almış olmasalar bu nakli yapmazlar. Raporu verene de bakacağız, alana da bakacağız. Nasıl olmuş bu iş diye bakacağız. Biz Mehmet Murat Çalık’ın ailesinden uzaklaştırılmak suretiyle, ailesine ve diğer ailelere, tutuklulara verilen mesajın son derece alçakça ve insanlığa sığmayan bir mesaj olduğunu söylüyorum. Detaylı açıklamaları avukat arkadaşlar yapar.”

“KURULTAY İDDİANAMESİ BOMBOŞ”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, partisinin 38’inci Olağan Kurultayı’na yönelik açılan iptal davasına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

“Kurultay iddianamesini gördük. Bomboş ve şu açıdan da çok iyi. Bugüne kadar ne konuşuldu? Paralar, paralar, paralar. Ne söyledi o utanmaz… Şimdi gazeteci denmez de o yapı, o güruh? Hep bir ağızdan yaydılar. ‘Paralar verildi, paralar alındı.’ Ne olmuştu? Döviz büroları açtırılmıştı. MASAK raporu diyor ki, ‘Hiçbir para hareketine kişiler arasında rastlanılamadı.’ Ne var ayrıca? Döviz bürolarının kameraları. O gün hiç açılmamış o döviz büroları. Hepsi ortada. MASAK raporu, açıkça yazıyor savcı. Tabii zorunda değil. Tabii lehe delil toplamak zorunda ama onu öyle alıp koymak zorunda değil ama MASAK raporunun özetini koymuş. Ekte MASAK raporu var. ‘İnanmayan açsın ve baksın’ diyorlar. İnanmayan baksın, MASAK raporu diyor ki, ‘Tertemiz bunlar’ diyor. ‘Para yok’ diyor MASAK raporu. Öbür tarafından da iddianamenin Özgür Özel’e oy vermeleri için iş teklif edildiği, ‘Seni işe alırız’ dendiği, ‘Şöyle oldu, böyle oldu.’ Bir de bazı kişilere, mesela diyor ki, ‘Kadıköy Moda’da oturuyordum, yan masadan kulak misafiri oldum. UBER şoförü olduklarını düşündüğüm iki kişi, abi nasıl gittik o gün döviz bürosundan paraları UBER arabalarımızla taşıdık CHP kurultayına?’ Diye duymuş ama ne döviz büroları açılmış, ne o gün UBER kiralanmış, ne öyle biri var. O duymuş ve öyle söylemiş. İddianameye o yüzden ‘Döviz bürosu açılmıştır, konmuştur, bilmem ne’ girmemiş. Ne girmiş? ‘Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları Özgür Özel kazansın diye delegeleri ikna etmek için onlara iş ve belediye başkanlığı teklif etmiş.’ Cumhuriyet Halk Partisi’nin her bir belediye başkanı, 350 bin anket arkadaşlar. Parti Meclisi’nde, Parti Meclisi üyelerinden biri de yanımda. Ekrana biz getiriyoruz. Mesela sormuşlar, Bursa Osmangazi Belediye Başkanımıza sormuşlar, ‘Belediye başkanı olmak için mi Özgür Özel’e oy verdin?’ Bana oy verdiği de belli değil, kapalı kapılar ardında. Verdiğini tahmin ediyor. ‘Ondan mı oy verdin?’ Mesela Bursa Osmangazi’ye aday olmuş. Bir çok kişi, yedi kişi. Savcı istesin ona da yollarım. Bu yedi kişi içinden biri kesin kazanıyor, öne çıkmış. Kimmiş? Bugünkü belediye başkanımız. Niye? Üç dönem milletvekilliği yapmış. Aday olduğu bölgedeki, Uludağ’daki bütün köylerin derneğinin zaten başkanı. Milletvekiliyken de çok destek alıyordu. Belediye başkanlığında da yüzde 48 mi ne ‘Oy alır’ demişler, ona yakın da bir oy almış. Şimdi rakam yanlış olabilir. Savcı beye o tarihli anketi yollayayım.”

“ÜÇ-BEŞ MECZUBU GÖTÜRÜP İFADE VERDİRDİLER”

“Parti Meclisi’nde her belediye için Parti Meclisi üyelerinin şu soruyu sorma hakkı var: ‘Niye onu tercih ettik?’ Şöyle cevaplar alıyorlar: Ankette kesin kazanacaklar içinde kadın varsa, kadın seçiyoruz. Buraya kadını ondan koyduk. Tamam. Ankette kesin kazanacaklar arasında üçü de erkekse sandık koyuyoruz, üye karar veriyor. Kesin kazanacak bir kişi varsa onu aday yapıyoruz. Mesela Mansur Yavaş. Mansur Yavaş seçimde Özgür Özel’e oy verdi ya da vermedi diye değil. Ankete göre 58 potansiyeli vardı. Sandıkta da 60 oy aldı zaten. Kazanan belediye başkanına, ‘Özgür Özel’e oy verdin diye mi aday oldun?’ diye soruyor. O şehre hizmet etmek için aday oldu. O yüzden ellerinde tek şey kaldı, belediye başkanlarına ‘Seni aday yaparız’ denmesi kaldı. Onda da nasıl adaylaştıklarının anketleri bizde. İstediği belediyenin anketini yollayabilirim sayın savcıya. Görevini yapıyor o da. Birileri gidiyor, yalan beyanda bulunuyor. Üç-beş meczubu götürüp götürüp ifade verdirdiler. O da onları dinledi. MASAK raporu istedi, temiz çıktı. Şimdi isterse biz de istediği bilgi ve belgeleri veririz. Bizim o mesele ile ilgili herhangi bir şeyimiz yok. Bugünü de takvimlerimize not ettik. Takvim. Bugün sabah takvimime ‘Takvim’i not ettim. O iftira manşeti, iğrenç manşeti not ettim. Gün olur devran döner, yeni takvimler açılır, yeni sayfalar açılır. O gün görürüm Takvim’i, takvimime not ettim Takvim’i. ‘Özgür Özel Takvim’i tehdit etti.’ Yarın çalışmadan manşet hazır. Çalışıyorsunuz da ne yapıyorsunuz, bir tane da çalışmadan atın.”

“2025 MODEL KUMPAS KURMUŞLAR”

Genel Başkan Özel, “Belediye başkanlarınız tutuklandı. Duygusal bir süreçten geçiyorsunuz. Yalnız bırakıldığınızı düşünüyorum, siz ne dersiniz?” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:

“Kim yalnız bırakacak? Yanımda olması gereken iki milyon partili yanımda. Memleketin yüzde 70’i yanımda. Akşam gelin Gaziosmapaşa’ya, görün nasıl yanımda. Şimdi Maltepe’de 2,5 milyon kişi gelip de adam kendini yalnız hissediyorsa akıl hastanesine tıkarlar. Böyle tehlikeli sorular sormayın. Siyaseten parti yanımızda. Allah razı olsun Müsavat Bey ziyaret edecekmiş yine. DEM Parti ziyaret etmek istiyor. Zafer Partisi’yle biz onlarla bir dayanışma gösteriyoruz, onlar bizimle bir dayanışma gösteriyor. Yani Cumhuriyet Halk Partisi olarak baktığımızda muhalefete bir söz söylersek ayıp etmiş oluruz. Ama iktidara da bir kelime eksik söylersek görevimizi yapmamış oluruz. Onlar paylarına düşeni alıyorlar. Biz payımıza düşeni not ediyoruz. Ben ama geçen gün AK Parti’den milletvekili arkadaşlar, yönetici arkadaşlarla bir vesile bir arada olduğumuzda, biz olsak böyle yapmayacağımızı anlattım onlara en münasip dille. Biz bir hastaları olduğunda ‘Geçmiş olsun’ demeden, bir ölümlerine taziye vermeden, bir acı günleri olduğunda bütün siyasi çekişmeyi bir yana bırakıp ‘Bize ne düşer?’ diye aramadan durmayız. Yahu burada eşlere, çocuklara zulmediliyor. Burada iftira ediliyor. Burada şahit yok. Anlatınca ‘A bu kadarını bilmiyorduk.’ Kadınlara yapılanları, zorla ifade vermeye çalışanları, avukatsız görüşmeye çağrılmaları. ‘Doktora gidiyorsun’ diye savcıya götürülüp boş odada yapılanları. Ya bunları bu çağda, adı Cumhuriyet olan, kendine demokrasi diyen ülkeleri bırakın; artık bu çağda otokratik rejimlerde bunların olmadığı ülkeler var yani. Bu ülkede darbe dönemlerinde yapılmayan işleri bugün yapmaya çalışanlar var. Ne demek ya ‘İtirafçı olacağım’ diyen adama… Suç örgütünün başının adı ne? Aziz İhsan Aktaş. İtirafçı oluyor, suç örgütünün başını salıyor. Bu nasıl iş? Diyelim ki bir an için bu kişinin bir suç örgütünün olduğunu ve insanların da bu suç örgütüne bu kişi tarafından dahil edildiğini düşünelim. Yahu sen başı ‘Biz bu suçları işledik’ deyip kurtulup, öbürleri ceza alır mı ya? Yani suç örgütü kurmanın yanında, aynı zamanda dolandırıcı herif. Adama inanıp suç örgütüne girmiş birileri. Altındakiler için söylüyorum. O örgütte bizim arkadaşlar yok. O, suçu itiraf ediyor, öbürleri yatıyor bu çıkıyor. Örgütü kurmuş adam. Böyle itirafçılık mı olur? Bu iftira, bu kumpasçılık. Bu yeni nesil bir kumpasçılık yani. 2025 model kumpas kurmuşlar. FETÖ kuruyordu. 2007 model, 2009 model, 2013 model kumpasları vardı FETÖ'cülerin. Bunlar 2025 model kumpas kurmuşlar. Büyük bir utanç.”

“GERÇEK ÇETELERE BU MUAMELE YAPILMIYOR”

“Vallahi şöyle bugün de üzgünüm, dün de üzgünüm. Sizin tabii soruyu sormak hakkınız. Birlikte milletvekilliği yaptığınız, iki gün önce parti meclisi yaptığınız, Hasan Abi diye hitap ettiğiniz, 30 yıldır, 50 yıl 4 aydır bu ülkeye kamuya hizmet eden, tecrübeli birisi, gencecik çocuklar, pırıl pırıl bürokratlar. İki yanına, iki tane koluna girilmiş. Bugün Türkiye Cumhuriyeti terör örgütlerine bu muameleyi yapmıyor. Türkiye Cumhuriyeti gerçek çetelere bu muameleyi yapmıyor artık. Öyle o 90’ların görüntülerini ya da darbe dönemlerinin görüntülerini böyle yaşatmıyorlar. Yaşatılmaması lazım. Kimseye yapmasınlar, hiç kimseye yapmasınlar ama burada envai çeşit terör örgütü var. Birisinin üyelerini bir gece yedi farklı şehre dağıtıyor musunuz da benim arkadaşlarımı dağıttınız ya? Bakın yap diye demiyorum. Çünkü bunların da masum aileleri var. Suçlu varsa içeride terör örgütünden o suçlu. Ailesi değil. Dört yaşında evladı suçlu değil. Hangi 10 kişiyi Türkiye’nin yedi farklı iline, dün akşam bir terör örgütünden dağıttın da sıra bize geldi? Olacak iş değil yani. O görüntüyü gördüğünüzde tabii ki ağrınıza gidiyor. Siyaset dediğin şey sözle yapılır ama esas duyguyla yapılır. Hissederek yapılır, hissetmeden yapılmaz. Şimdi Gaziosmapaşa’ya gideceğiz bütün İstanbulluları saat 20.30’da Gaziosmanpaşa’ya, Gaziosmanpaşalıları davet ediyorum. İnanmadan, o otobüsün merdivenine çıkacak enerjisi kalmaz insanın. Eğer ki arkadaşlarıma bu kadar inanmıyor ve bu meseleye bu kadar hırslanıyor olmasam. Görün bakalım akşam yalnız mıymışız, değil miymişiz?”

“CHP KORKUSU, İKTİDARDAN İNME KAYGISI DİNENE KADAR YAYILIR”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, belediyelere operasyonların genişlemesini bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine, “Hukuk varsa yoktur, Akın varsa her şey olur. ‘Akın var adaletsizliğe akın, adaletin zaptı yakın’ diye şiir yazıyor adam. Yahu Adana’nın Belediye Başkanı’nı Adana’nın Cumhuriyet Başsavcısı soruşturamıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı sınırlarında olduğu iddia edilen bir şeyden dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcısı yapamıyor. Yetkisi köprüden öteye gitmeyen, Tekirdağ’a varmayan zıpçıktı, çıkmış ortaya Adana’dan belediye başkanı alıyor. Yahu ben ne deyim arkadaş, ne diyeyim yani? ‘Öbür illere yayılır mı?’ Yayılır. Ne kadar yani Recep Tayyip Erdoğan’ın korkusu, rakibinden korkusu, CHP’den korkusu, iktidardan inme kaygısı dinene kadar yayılır. Ellerinden geleni de ardına koymasınlar ne yapalım yani?” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay iptali davasında ifade vermeye gitmemesine ilişkin yaptığı açıklamanın “Siz bu konuya nereden bakıyorsunuz” diyerek sorulması üzerine ise Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Bulunduğum mevkiden bakıyorum. Genel Başkanlık mevki her sürece her baktığın açıyı, her sorulduğunda cevaplandırmamayı gerektiriyor” dedi.


Benzer Haberler